Edince, “Söylerim ama kızmak yok!” dedim. “Söz kızmayacağım, söyle!” dedi. Halen kolumu bırakmamıştı. “Biliyormusun Banu, Tanga külot sana oldukça yakışıyor, seni olduğu için daha çekici gösteriyor. Hatta…” dedim, (yeniden cümleyi tamamlamadım). Banu kolumu öyleki sıkı tutuyordu ki, “Evet, Hatta? Devam et!” dedi. “Hatta okadar tahrik oldum ki, eve varınca seni düşünerek diyerek bir eliyle belimden tutarak beni hamur harcı odasına götürdü. Elini belime atmasına sessiz kalmamdan cesaret alan fırıncı, yavaş adımlarla ilerlerken, elini belimden kalçama doğru indirmeye başladı. Benim de korkuyla komplike heyecanım amımın ıslanmasına niçin olmuştu. Fırıncı elini birazcık kalçamda gezdirdikten sonrasında, artık rahatlıkla okşamaya ve avuçlamaya başlamıştı. Bendeki coşku doruğa çıkmış, kısık sesle, dedi. “Neden evladım, siktiri çek gitsin, bu kadar basit!” söyledim. “Öyle deme, onsuz yapamam ben!” dedi. “Neden? Ne özelliği var bu zibidinin?” dedim. “Ah yenge, sorma! Anlattırma bana nelerinin olduğunu!” dedi. “Anlatsana bayan, merak ettirdin beni şimdi!” söyledim. “Yaaa, yatakta müthiş bu bay Aylin! Öyle bir sevişiyor ki, öyleki bir